-
1 benim için arar mısınız
Can you dial for me -
2 benim için bir gezi ayarlar mısınız
Would you please arrange the ride for meTurkish-English dictionary > benim için bir gezi ayarlar mısınız
-
3 benim için bir gezinti ayarlar mısınız
Would you please arrange the excursion for meTurkish-English dictionary > benim için bir gezinti ayarlar mısınız
-
4 benim için bir iyilik yapabilir misiniz
Will you do me a favorTurkish-English dictionary > benim için bir iyilik yapabilir misiniz
-
5 benim için bir seyahat ayarlar mısınız
Would you please arrange the trip for meTurkish-English dictionary > benim için bir seyahat ayarlar mısınız
-
6 benim için bir turistik turu ayarlar mısınız
Would you please arrange the tour for meTurkish-English dictionary > benim için bir turistik turu ayarlar mısınız
-
7 benim için kontrol eder misiniz
Can you check it for meTurkish-English dictionary > benim için kontrol eder misiniz
-
8 benim için konuşur musunuz
Can you talk for me -
9 benim için mektup var mı
Is there any mail for me -
10 benim için rezervasyon yaptırabilir misiniz
Can you make reservations for meTurkish-English dictionary > benim için rezervasyon yaptırabilir misiniz
-
11 benim için taksi çağırın lütfen
Please order a taxi for me.Turkish-English dictionary > benim için taksi çağırın lütfen
-
12 benim için taksi çağırır mısınız
Would you call a taxi for me pleaseTurkish-English dictionary > benim için taksi çağırır mısınız
-
13 benim için telefon notu var mı
Is there a telephone message for me -
14 bu gözlük benim için çok zayıf
These glasses are too weak for me. -
15 bu mektubu benim için gönderir misiniz
Will you please mail this letter for meTurkish-English dictionary > bu mektubu benim için gönderir misiniz
-
16 bu reçeteyi benim için hazırlar mısınız
Can you make up this prescription for meTurkish-English dictionary > bu reçeteyi benim için hazırlar mısınız
-
17 bu valizi benim için saklar mısınız
Can you keep this baggage for meTurkish-English dictionary > bu valizi benim için saklar mısınız
-
18 bunu benim için ayırtın lütfen
Please put this on hold for me. -
19 hayır bu benim için değil
No it's not for me -
20 benim
I interj\benim! ich bin es!1) \benim arkamda/önümde/altımda/üstümde hinter/vor/unter/über mir\benim bir dostum/tanıdığım ein Freund/Bekannter von mir\benimle mit mir2) ( adjektivisch) mein(e)\benim babam/odam/yatağım mein Vater/Zimmer/Bett\benim annem/okulum meine Mutter/Schule3) o da \benim kadar uzun konuştu sie sprach ebenso lang(e) wie ich\benim için für mich\benimle aynı boyda er ist ebenso groß wie ich
См. также в других словарях:
Güneş Topla Benim İçin — Güneş Topla Benim İçin, name of an album and a song of Zülfü Livaneli. Composer of the song is himself. Lyrics have written by Ülkü Tamer.Partial translation of the lyricsCollect Sun For MeCome up to mountains, the dawn wind Collect sun for me… … Wikipedia
hasta ol benim için, öleyim senin için — kişi kendisi için bir fedakârlıkta bulunan kimseye karşı sırası geldiğinde daha büyük fedakârlıkta bulunur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
benim oğlum bina okur, döner döner yine okur — çok çalışmasına karşın verimli ve yararlı olmuyor anlamında kınama veya eleştiri için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
eti senin, kemiği benim — çocuk velilerinin öğretmen, usta vb.ne çocuğun eğitiminde kendisine tam yetki verdiğini anlatmak için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ebru Yaşar — Infobox musical artist Name = Ebru Yaşar Background = solo singer Birth name = Ebru Yaşar Born = birth date and age|1977|08|08 Ankara, Turkey Genre = Pop folk Arabesque music Occupation = Singer TV Show Host Years active = 1995 ndash;present… … Wikipedia
Don't Cry for Me Argentina — Para el disco de Serú Girán, ver No llores por mí, Argentina (álbum). «Don t Cry for Me Argentina» Sencillo de Madonna del álbum Evita (BSO) Formato CD 12 Maxi Single Maxi single Grabación 1996 Género(s) … Wikipedia Español
efsanevi — sf., Far. efsānevī Efsanelerde geçen, kendisi için efsaneler düzülen veya efsaneyi andırır nitelikte olan (kimse, hayvan, yer), menkıbevi O günün benim için en büyük nimeti o efsanevi başı yakından görmem olmuştur. A. Haşim … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasta — sf., Far. ḫaste 1) Sağlığı bozuk olan, esenliği yerinde olmayan, hastalanmış, rahatsız Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu. Y. K. Beyatlı 2) mec. Aşırı düşkün, tutkun Maç hastası. 3) argo Parasız, züğürt 4) tkz. Zihinsel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nimet — is., Ar. niˁmet 1) İyilik, lütuf, ihsan Başımızdan gitmesi, ekşi suratından kurtulmamız da bir nimetti. S. M. Alus 2) Yaşamak için gerekli her şey Desem ki sen benim için hava kadar lazım / Ekmek kadar mübarek / Su gibi aziz bir şeysin / Nimetsin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölüm — is. 1) Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat Çenesinde babamın ölüm günü gördüğüm asabi buruşmalar var. Y. Z. Ortaç 2) Ölme biçimi Yanarak ölümü, feciydi … Çağatay Osmanlı Sözlük
zahmete girmek (veya katlanmak) — Zahmet etmek Bunun için büyük zahmetlere girmeye gerek yoktur. S. Birsel Benim için yine yorulacaksınız, zahmete katlanacaksınız, dedi. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük